12 Mayıs 2016 Perşembe

Hyundai Accent Blue 1.6 CRDI Prime DCT | Test


 Çok yakın geçmişte önemli tasarım ve teknoloji atılımları yapan Güney Koreli üretici Hyundai'nin ülkemizde önemli temsilcilerinden biri olan Accent, 2011 yılında yerel pazarımıza özel olarak Blue isim takısı almış, B+(plus) sınıfı sedanların arasındaki sıkı rekabete büyüyen gövde ölçüleriyle dahil olmuştu. Küresel çapta da sunulan bu modelin önemine dikkat çekmek için Kuzey Amerika pazarında da çok sattığını ve kiralama şirketlerinin filolarında bir hayli çok sayıda bulundukları bilgisini de ekleyim.

Dış Görünüm



 Genç ve yeni tasarımlar arayan bir üreticinin ürünü olan Accent Blue, bu arayışlar neticesinde yakın zamanda tamamen yenilenen tüm model ailesinden biraz eski görünmeye başladı ancak bu eski görünüşü biraz da olsa tazelemek için ön farlara LED gündüz aydınlatmaları ve mercekli projeksiyon farlar ilave edildi ( tabi bu yenilikler test konuğumun donanımı olan Prime ile birlikte geliyor ) . 



 Ekonomi odaklı bir gövde üretim tekniğine sahip olması beklenmesi gereken bu modelde beni oldukça şaşırtan bir tasarım detayı var; ön çamurluktan başlayıp kapı kollarından da geçerek arka farlarda son bulan keskin yan gövde çizgisi. 2016 yılına geldiğimizde potansiyel yeni müşterilerin belki de teknik konulardan daha çok tasarıma önem vermeye başladıklarını görüyoruz ve bu bağlamda üreticiler gövde panellerinde daha önce hiç olmadığı kadar keskin ve uzun çizgilere yer vermeye çalışırlarken, böyle bir detayın 2010 yılından beri bu modelde bulunuyor olması takdire şayan.



 Arka kısımda markanın geniş far grupları tercih geleneği devam ediyor ve Fluidic Sculpture tasarım akımının eserleri bu kısımda da görülebiliyor.


 Üst donanım getirilerinden biri olan 195 / 50 / R16 ölçülerinde lastikler ve çok kollu alaşım jantların aracın hem şık görünmesine hem de yola tatlı sert basmasına olumlu etkileri var.

İç Mekan 



 Tıpkı dış tasarımda olduğu gibi içeride de Fluidic Sculpture diye zikrettiğimiz, üzerinden akışkanlar geçmiş de şekillenmiş gibi görünen parçalar karşımıza çıkıyor. 


 Hyundai'nin çok başarılı olduğu başlıca konulardan biri kabin ergonomisi; elinizin çok çabuk alıştığı okunaklı kumanda panelleri tasarım geleneği Accent Blue'da da farklı değil. Siyah zemin üzerinde beyaz ve mavi renk optik ışıklandırmayla aydınlatılmış devir ve hız saatlerinin (bu sisteme Süpervizyon gösterge paneli denmiş ve yalnızca DCT şanzımanlı modelde bulunuyor) arasında yer alan monokrom yol bilgisayarı da yine basitliği ve doğrudanlığı ile beğenimi kazanıyor.



 Bir B-sınıfı otomobilden beklenmeyecek kadar cömert alan sunan orta alt konsolda Amerikan standartlarında yolları olan bir vites konsolu, mekanik el freni ve iki adet bardaklığın yanı sıra vites kolunun arkasında derince bir göz yer alıyor. Kapaksız olan bu gözün içerisinde AUX ve USB girişleri de bulunuyor.




 Aynı maliyet azaltımı kaygıları içerisinde rakiplerinden farklı olarak göze daha hoş görünen ve dokunduğunzdaki hissiyatı da çok kaliteli plastik malzemeler kullanan Hyundai, bu konuda endüstrideki var olma amaçlarına uygun hareket ediyor. Detay çekimlerimden göreceğiniz üzere, parça birleşimleri de çok başarılı.


 İç mekanda genel üretim kalitesine kıyasla sırıtan tek parça ise orta seviye donanım olan Mode Plus'tan sonra Prime ile birlikte de gelen Türkçe dil desteğine sahip navigasyon sistemi. Donanım bolluğu olarak eklenen bu parçanın resistif dokunmatik ekran olması ve sistemin teknik altyapısında maliyet odaklı işlemci, SDRAM, NAND flash kullanmalıs sebebiyle geri bildirimleri yavaş. SD karttan okunan harita da bu yavaşlamalar silsilesinin son halkasını oluşturuyor ve radyo menüsünden dönüldüğünde yüklenmesi biraz zaman alıyor. Karşılaşılan bir diğer olumsuzluk ise ekran yüzeyinin güneşli günlerde sürüş güvenliğini etkileyecek şekilde göz alıyor olması. Bu üçüncü parti ucuza kaçılmış sistemler umuyorum ki artık çok yakında Hyundai'nin Apple CarPlay ve Android Auto çözümleriyle tarihe karışacaktır ki zaten Elantra ve Tucson gibi modellerde bunu görüyoruz.


 Arka yolcu yaşam alanı da tıpkı ön taraf gibi rahat ve ergonomik olan Accent Blue'nun önceki nesillerinde bu bölümde sıkıntı yaşanabiliyordu. Artık yukarıdaki GIF'te görebileceğiniz üzere 1,85 boy ve 85 kg ağırlığıyla yetişkin bedenin üst limitlerinde bir yolcuyu bile rahatlıkla sığabiliyor.




 Yalnızca sürücü koltuğunun yanında bulunan mandal veya anahtardaki düğme vasıtasıyla açılabilen bagaj bölümü, kolay erişilebilirlik açısından ilk başlarda sorun çıkarsa da zamanla alışılıyor. Düzgün bir geometride 465 litrelik hacim sunan bagajın kapağının destek kolları da eşyalara zarar verecek cinsten değil ve mümkün olduğunca kenara taşınmış. Bagaj bölümünün tek ve en önemli sorunu ısı yalıtımının iyi olmayışı; güneşli ve sıcak havalara denk geldiğim test süresince bagajın aşırı ısınması buraya ne elektronik ne de gıda türü bir eşya koymaya imkan vermedi.

Sürüş | Performans | Tüketim


 Gelelim test konuğumuzun sınıf rakiplerinden fark yarattığı en önemli konu olan motor ve şanzıman ikilisine. Avrupa pazarında yıllarca tıpkı Opel gibi 1.7 litre hacimli bir dizel motora bel bağlayan Hyundai-KIA grubu 2013'te kolları sıvamış ve Almanya'daki merkezlerinde en güncel Euro emisyon normlarını tutturan, günümüz performans ihtiyaçlarını karşılayan yeni 1.6 CRDI dizel motoru geliştirmişti. Ardından mekanik kısımdaki yeniliklere hız kesmeden devam eden üretici 2014'te düşük hacimli motorlarıyla uyumlu yeni 7-ileri çift kavramalı otomatik şanzımanını ortaya çıkarmıştı. Test konuğumuz Accent Blue'da da bu iki teknolojik yenilik buluşmuş ve Türkiye pazarının en çok talep ettiği kombinasyon ortaya çıkmış.


 136 beygir maksimum güç (4000 d/dk'da) ve 300 Nm maksimum tork (1,750-2500 d/dk aralığında) değerleriyle 1.300 kilogram ağırlığındaki aracı "ülkemiz standartlarına" göre yeterlinin üzerinde performanslı bir şekilde ivmelendiren yeni 1.6 dizel motor, otoyol süratlerinde şanzımanın sunduğu 7. oranın nimetlerinden faydalanıyor. 120 km/saat gibi ideal otoyol seyir hızlarında 2,000 devirden az çevirebilen motor hem kafa yormuyor hem de yakıt tüketimini 100 km'de 4,5 litrelere kadar düşürüyor.


 İngilizce kısatlmasıyla DCT denilen bu kuru tip çift-kavramalı 7-ileri oranlı şanzıman, Alman ve Fransız rakiplerden gördüğümüz kadar hızlı geçişlere sahip ve tork konvertörlü şanzımanlardan sonra Koreli üretici için çok önemli bir devrim.


 Elektro-hidrolik destekli direksiyondan aracın sınıfı gereği çok net geri bildirimler vermesini ya da kusursuz bir tertibat olmasını beklemek gerçekçi olmaz ama şehir manevralarında tereyağı sürermişçesine hükmettiğiniz direksiyon, otoyol süratlerinde biraz tedirgin edici olabiliyor. Elektro-hidrolik sistemlerin sürücünün arzusuna göre ayarlanabilen hidrolik beslemesi, bir kontrol mekanizması vasıtasıyla Normal, Sport vb. tercihlerle ayarlanabilir ancak grubun üst modellerinde rastladığımız bu özellik Accent Blue'da bulunmuyor.

 Sakin kullanıp yakıt tüketimini düşürmek için özen göstermediğim test süresince 100 km'de ortalama 5,5 litre değerini elde ettim. Yoğun İstanbul trafiği ve yüksek süratli otoyol seyirlerinde ise gördüğüm azami değer ortalama 6 litreyi geçmedi. Tüketime içi sürüşüme aşırı özen gösteririm, sağdan tın tın giderim diyen sürücler için bu değeri 5 litre ve hatta daha altına çekebilmek pek mümkün.

Fiyatlandırma | Değerlendirme


 Bir şeylerin eksikliğini hissetmeyeceğiniz oranda standart donanım sunmayı marka politikası olarak yürüten Hyundai'de Accent Blue modeli de bu konuda farklı değil. Test konuğumdaki Prime donanımının zaten tatminkar özelliklere sahip Mode ve Mode Plus donanımlarından başlıca artılarını sıralayacak olursak; 

 - Güvenlik başlığı altında: yan ve perde hava yastıkları, seyir halinde otomatik kilitlenen kapılar,

- İç konfor donanımı başlığında: CD/MP3'e ilaveten DVD de oynatabilen Türkçe dil ve harita destekli, dokunmatik ekranlı navigasyon sistemi, deri direksiyon simidi ve vites topuzu, otomatik yanan farlar, dijital klima ve Süpervizyon gösterge paneli,

- Dış donanım başlığında; ısıtmalı ve sinyal lambası entegreli dış dikiz aynaları, krom dış detay parçaları, LED gündüz aydınlatması ve mercekli farlar, arka park sensörü,

 olarak sıralanıyor ve bu artılar Mode Plus'tan 3,100 TL daha fark istenerek 73,100 TL'ye geliyor. Bu fiyatları test aracımın trafiğe çıktığı yıl olan 2015 model yılına göre verdiğimi de belirteyim.

 İstanbul gibi yoğun trafikli şehirlerde hem düşük yakıt tüketiminden vazgeçmeyip hem de vites değişimleriyle uğraşmak istemeyen sürücülerin yegane tercihi olan dizel + otomatik kombinasyonu sonunda Hyundai'de de bulunabiliyor. Üreticilere eski düzene göre pahalıya mal olan bu yeni nesil dizel motor ve karmaşık elektromekanik parçalar bütünü DCT şanzıman, haliyle tüketiciye de yüksek bir fiyat seviyesinden yansıyor. Fiyat karşılaştırmasında rakiplerinden ucuz demek için çok cüzi bir miktarda farkı olan Accent Blue'nun asıl tercih sebebi daha sorunsuz olmasını ümit ettiğimiz bu yeni şanzıman ve yeni nesil 1.6 CRDI motorun tatmin edici performans değerleri.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder